Otizm İle Yaşamak

Otizm İle Yaşamak

“OTİZM İLE YAŞAMAK”

— OTİZM HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER —

Otizm, dünya üzerinde en sık rastlanan gelişimsel bozukluklar arasında yerini alan ve yaşam boyu devam eden bir rahatsızlıktır. Halk arasında bu hastalıkla ilgili doğru bilinen yanlışların en başında hastalığın psikolojik olduğudur. Otizm, nörolojik kökenli bir hastalıktır. Günümüzde neden ve nasıl oluştuğu tam olarak bilinmemekle birlikte araştırılmaya devam edilmektedir.

Otizm, bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklanan ve bireyin dış uyaranları tam olarak anlamlandırmasına, edindiği bilgileri düzenlemesine ve kullanmasına engel olan, tekrarlayan davranışlara neden olan bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla hastalığın belirtileri 0-3 yaş arasında ortaya çıkıyor ve yaşam boyu devam ediyor.

Peki, Otizm belirtileri nelerdir?

  • Çocuğun başkaları ile göz teması kuramaması
  • İsmi ile seslenildiği zaman bakmaması
  • Oyuncakları ile oynamıyor olması
  • Tekrarlayan sesler çıkarması ve hareketler yapması
  • Çoğunlukla duymuyor gibi davranması
  • Duygusal tepkiler vermemesi
  • Davranış ya da ses taklidi yapamıyor olması
  • Kaba ve ince motor gelişiminde yavaş olması ya da hiç yapamaması

Tüm bu belirtileri gözlemleyebilmek, hastalığın varlığını anlamak ve kesin tanı konulabilmesi için bebeğin ortalama 15 ile 18 aylık olması gerekmektedir. Bundan önceki dönemde çocuğun otizmli olup olmadığını anlamak pek mümkün olmamaktadır. Aynı zamanda ebeveynlerin bu belirtileri gözlemlemesi ve dikkatlerini çekmesi oldukça güçtür.

Otizmli çocukla yaşamak ve bilmeniz gerekenler:

  • Otizmli çocuklar çoğunlukla söylediğin bir kelimeyi ya da etraftan duydukları belirli bir kelimeyi sürekli olarak tekrar ederler.
  • Otizmli çocuklar değişime karşı oldukça dirençlidirler. Kendilerinde ki ya da çevrelerindeki değişime karşı mutlaka tepki gösterirler. Alıştıkları durumların dışına çıkılmasından hoşlanmazlar.
  • Otizmli çocukların bağ kurdukları bazı nesneler vardır ve bu nesneler onlar için oldukça önemlidir. Çoğunlukla bağ kurdukları nesneler ile sakinleşir ve kaybolduğunda oldukça huzursuz olurlar.
  • Parlak renkli ya da hareketli olan nesneleri izlemeyi çok severler ve bu davranışı uzunca bir süre devam ettirebilirler.
  • Otizmli çocuklar genellikle araba ile dolaşmaktan ve camdan dışarıyı – hareket eden nesneleri- izlemekten hoşlanırlar. Bu durum onların sakinleşmesine yardımcı olur.
  • Otizmli çocuklar çoğunlukla acıya, ağrıya, aşırı sıcağa ve soğuğa duyarsızlardır. Bunun nedeni ise, vücutlarındaki bazı proteinlerin yeterince sindirilmeden kanlarına karışması ve morfin etkisi yaratmasıdır.
  • Otizm hastalığında erken teşhis için herhangi bir laboratuar testi ya da yöntemi bulunmamaktadır. Bunun yerine bebeklik dönemindeki bazı anormallikleri iyi gözlemlemek takip etmek önemlidir. Örneğin, kucağa alındığında bebeğin sakinleşmemesi, bebeğin hiçbir nesne ile ilgilenmemesi, uzun süren ağlama krizleri, seslere tepki vermemesi, kucağa alınmamak için direnmesi gibi durumlar erken teşhis için önemli ipuçları oluşturabilir.
  • Otizm tedavisinin en etkili olduğu kritik dönem 1-5 yaş arasıdır.
  • Otizm tedavisinde sürekli ve yoğun bir şekilde eğitim oldukça büyük öneme sahiptir. Eğitimin sürekliliğinden kasıt hayatının her alanında evde,okulda,yolda olmalı ve etkili olabilmesi için yoğun bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
  • Uzman kişilerce belirli bir plan program yapılmalı ve bu program izlenerek çocuğun tedavisine ve eğitimine devam edilmelidir.
  • Otizm hastalığını ortadan kaldıracak bir tedavi şekli maalesef yoktur. Ancak uzman kişilerce çocuğa özel hazırlanan tedavi ve eğitim programları sayesinde çocuk pek çok zorluğun üstesinden gelebilir, sosyal hayata adapte olabilir.

Benzer İçerikler

Eleman Arıyorum İş Arıyorum