Meme Kanseri Hakkında Bilmedikleriniz
MEME KANSERİ HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ?
Kadınlarda ağırlıklı olarak en sık karşılaşılan kanser türlerinin başında meme kanseri gelmektedir. Günümüzde neredeyse her 8 kadından 1’si meme kanseri riski taşımaktadır. Geçmiş yıllara baktığımız zaman meme kanseri konusundaki bilgisizlik, bilinçsizlik hastalığın geç fark edilmesine ve tedavi sürecine geç kalınmasına sebep olmaktaydı. Bu da hastalığın ölüm ile sonuçlanmasına neden oluyordu. Ancak günümüzde meme kanseri ile ilgili olarak yürütülen kampanyalar olsun, bilinçlendirme ve bilgilendirme etkinlikleri olsun ve en önemlisi tıpta kaydedilen ilerleme ile birlikte erken teşhiste oldukça güzel sonuçlar alınmaktadır.
Meme Kanseri nedir?
Meme Kanseri, memenin içerisinde bulunan çoğunlukla süt kanallarının içinde oluşan kanser hücrelerinin sebep olduğu bir kanser türüdür. Bir çeşidi de süt kanallarında değil de, süt bezlerinde oluşur. Burada oluşan kanserli hücreler kan ve lenf yolu ile vücuda ve diğer organlara yayılabileceğinden bu hastalıkta erken teşhis oldukça önemlidir.
Peki, meme kanseri hakkında bilmedikleriniz ya da yanlış bildikleriniz nelerdir?
- Meme Kanserinin teşhisi ile ilgili olarak bilinmeyen bazı noktalar vardır. Çoğu kadın meme kanserinin belirtisi ve işareti olarak yalnızca memedeki şişlikleri ve ele gelen bezeleri dikkate alır. Ancak memenin dış görünümündeki ve yüzeyindeki değişiklikler de bazen meme kanserinin habercisi olabilir.
- Meme üzerinde meydana gelen akıntı, döküntü, şekil değişmesi gibi değişiklikler meme kanserinin belirtileri olabilir. Ufak ve önemsiz bir şey olduğu düşünülmeksiniz bir doktora başvurulması gerekmektedir.
- Deodorant kullanımının meme kanseri riskini arttırdığı öne sürülmektedir. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki, koltuk altındaki tüylerin alınmasından sonra deodorant sıkıldığında bu bölgede açık hale gelen kıl köklerinden deodorant içindeki kimyasallar emiliyor ve bu şekilde zararlı hale geliyor. Yani koltuk altı bölgenizi temizledikten sonra 1 gün süre ile deodorant kullanmazsanız daha sonra kullanmanız bir risk oluşturmuyor.
- Memenizde ortaya çıkan her kisttin kanser olmadığını unutmamanız gerekmektedir. Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki, memede ortaya çıkan kistlerin neredeyse %85’i kanser kaynaklı olmayan fibrokistlerdir.
- Halk arasında bilinen bir diğer yanlış bilgi ise fibrokistlerin daha sonradan kanserli kistlere dönüştüğüdür. Fibrokistleriniz varken o sırada memenizde kanserli bir kist gelişebilir ancak fibrokistler kanserli kistlere dönüşmezler.
- Bilinen bir diğer yanlış bilgi ise, meme kanserinin genç yaşlarda ortaya çıktığı ile ilgilidir. 20 yaş altında bulunan bireylerde risk faktörü oldukça düşükken asıl riskli sınıf içerisinde bulunanlarsa menopoz dönemindeki kadınlardır.
- Yapılan çoğu bilinçlendirme kampanyasında kadınların kendi kendilerini elle muayene etmelerinin de erken teşhis anlamında oldukça faydalı olduğundan bahsedilmektedir. Ancak bu elle kontrolün de yapmanız gereken doğru bir zamanı vardır. Adet döneminizden yaklaşık 3–4 gün sonraki dönem bu muayene için ideal zamandır.
- En sık bilinen yanlış bilgilerden bir diğeri ise genç meme kanseri hastalarında tedavi sırasında meme korunurken, daha yaşlı kanser hastalarında ise memenin alındığı şeklindedir. Meme kanseri tedavisinde, memenin alınması ya da korunması kişinin yaşı ile değil tamamen kistin yapısı, yaygınlığı ve hastalığın evresi ile bağlantılıdır.
Her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhisin etkisi oldukça büyüktür. Bu noktada önemli olan bireyin kendini tanıması ve takip etmesidir. Günümüzde gelinen noktada ise, meme kanseri kesinlikle tedavi edilebilen bir kanser türü haline gelmiştir. Bu nedenle sizler de rutin kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmemeli ve kendi bedeninizi takip etmelisiniz.
Hepinize sağlıklı günler diliyorum.
