Postpartum Depresyon Nedir?

Postpartum Depresyon Nedir?

Genelde hepimizin bildiği, duyduğu doğum sonrası depresyonun adı aslında Postpartum depresyondur. Postpartum depresyon, doğumdan sonra annede gözlemlenen duygusal, fiziksel, zihinsel değişimlerin giderek karmaşık bir hal alarak bireyde depresif hal yaratmasına verilen isimdir. Genellikle doğumdan sonraki 4 hafta içinde ortaya çıkan, major depresyon dediğimiz formda gerçekleşen ve genellikle hormon değişimine bağlı olarak ortaya çıkan bir depresyon çeşididir.

Hamilelik sırasında dişi üreme hormon seviyeleri 10 kata kadar artış gösterir ve doğum sonrasında ise hızla düşmeye başlar. Bu hormon seviyesindeki düşüş depresyonun fiziksel sebebi olarak belirtilirken diğer yandan da annenin geçirdiği psikolojik, sosyal değişimler de doğum sonrası depresyona sebep olur. Hamilelik sırasında yaşadığınız depresyon, daha önceden geçirmiş olduğunuz psikolojik rahatsızlıklar, hamile kalma yaşınız, sahip olduğunuz çocuk sayısı, evlilikte yaşanan sorunlar, sosyal hayattaki sıkıntılar, desteksiz ve yalnız yaşamak gibi durumlar da hamilelik sonrası depresyona etki eden faktörlerdir.

Belirtileri nelerdir?

  • Annenin beslenmesinde değişiklikler gözlemlenir. Genelde beslenme şekli aşırı uçlarda olur. Örneğin, aşırı yemek ya da hiç yememek gibi.
  • Uyku problemleri yaşar.
  • Aşırı yorgunluk ve halsizlik hisseder.
  • Ruh hali sürekli dalgalanmalar halinde belirir.
  • Depresif bir ruh hali hakimdir.
  • Ölüm korkusu ağırlıklı olarak hissedilir.
  • Kendini değersiz, yalnız, aciz hisseder.
  • Çoğunlukla agresif davranışlar sergileme eğilimindedir.
  • Genellikle kaçma isteği duyar ve bu da zihninde intihar düşüncesine sebep olur.

Hamilelik süreci kadınlar için anneliğe atılan ilk adım olduğu için hem heyecan verici hem de türlü kaygı ve endişelerle dolu bir süreçtir. Her birimiz kişilik özelliklerimizin de yarattığı etki ile değişime karşı farklı tutumlar içinde oluruz. Birimiz değişime karşı aşırı dirençli bir tutum sergilerken bir diğerimiz oldukça kabullenici bir şekilde onu karşılayabilir. Aslında hamilelik, annelik, bir bebeğe sahip olmak sahip olduğunuz çoğu alışkanlığı bir kenara koymak ve büyük bir değişim süreci yaşamakla ilgilidir. Bu noktada her kadın kendi mizacı ile doğru orantılı olarak değişime karşı bir tepki geliştirir ve o tepkinin şiddetine bağlı olarak bir doğum sonrası depresyon süreci geçirir.

Peki, bu süreçte neler yapılabilir?

  • Süreç içerisinde en önemli olan şey öncelikli olarak değişimin kendisini kabullenmeye çalışmaktır.
  • Annelik hisleriniz ile yetişkinliğe ait olan hislerinizin bir biri ile çatışmasına izin vermeyin. Kendi sınırlarınızı belirleyin.
  • Size en iyi gelecek olan şeyi sadece sizin bildiğinizi asla unutmayın.
  • Destek almaktan çekinmeyin. Ailenizden, arkadaşlarınızdan ya da profesyonel çocuk bakımı personellerinden yardım alın.
  • Eşinizle olan iletişiminizi güçlendirin ve ondan uzaklaşmayın.
  • Ailenizden, arkadaş ortamlarınızdan uzaklaşmayın ve kendinizi sosyal hayattan izole etmeyin.
  • Her zaman aynı hissedemeyeceğimizi bazı günlerin keyifli ve güzel ve bazı günlerin ise keyifsiz ve kötü geçebileceğini / bu durumun normal olduğunu kendinize sık sık hatırlatın.
  • Alkolden ve kafeinden uzak durmaya çalışın.
  • Size sürekli bir şeyleri nasıl yapmanız gerektiğini söyleyen insanlara karşı sınır koyun ve bu süreçte onlarla olan iletişiminizi minimum düzeyde tutun.
  • Bebeğinizin sizden bir parça olduğunu, onun size dair güzelliklerin bir temsili olduğunu düşünün. Ve bu kıymetli emanete en iyi şekilde sahip çıkacağınıza inanın.
  • Annelik dışında da birçok sıfata sahip olduğunuzu, asla yalnızca mükemmel anne olmak zorunda olmadığınızı hatırlayın!
  • Bebeğinizin uyuduğu zamanlarda kendinize zaman ayırın. Dilerseniz siz de uyuyarak dinlenin ya da kitap okuyun, film izleyin. Size kendinizi iyi hissettiren şeylerden uzaklaşmayın.

Benzer İçerikler

Eleman Arıyorum İş Arıyorum